Sûfî 7,5 aylıkken 7,5 numara hipermetrop olduğunu öğrendiğim günü daha dün gibi hatırlıyorum. O zaman nasıl gözlük taktıracağım, ne kadar sürecek, iyileşecek mi, parkta, okulda diğer çocuklar ne yapacak gibi yüzlerce soru kafamda dolanıyordu. Sûfî gözlük takmaya başlayalı neredeyse 2 yıl oldu. Arada yaklaşık 1 yıl gözlük takmadığı süre oldu. Yani toplamda 1 yıl gözlük […]DEVAMI

Sabah uyanıp masada buduğu kağıdı kıvırıp kıvırıp ‘börek yiyorum’ diye yemeye başladığında neye uğradığımı şaşırdım desem yeridir. Aklına nereden, nasıl geliyor bilmiyorum ama zaman zaman börek geliyor. İlk aklına geldiğinde Ramazan bayramıydı. Saatlerce börek, börek, börek diye sızlanmıştı. Gittiğimiz ziyaretlerden birisinde ikram edilen böreklerden tam yedi dilim evet evet yanlış okumadınız yedi dilim börek yemiş, […]DEVAMI

Malum bizim ufaklık bir kaç hafta içinde 2 yaşına girecek. Haliyle 2 yaş sendromunun (terrible 2) ayak sesleri gümbür gümbür geliyor. Masadaki nohut tanesinden odasındaki sineğe kadar her şey için ‘menimm’ diye nidalar atıyor. ‘Men yapacağım’, ‘menim istediğim olacak’, ‘giyinmeyeceğim’, ‘yemeyeceğim’… Liste uzayıp gider. Bazen gözyaşı sel olup akıyor. Çığlıklar kopuyor. İtiraf edeyim. Bazen dünya […]DEVAMI

Geçtiğimiz 10-12 gün üzerimizde karabulutlar dolaşıyordu. Önce benim soğuk algınlığım, sonra Sûfî’nin doktor müdahalesi ve ilaçla çözülen kabızlığı ardından da gözlük maceramızla bu yazıyı yazmam biraz vakit aldı. Menüye baktığınızda göreceksiniz ki kabızlıkla epey mücadele ettik. Zeytinyağları, kuru kayısılar, erikler, sebzeler sofrada geçit töreni yaptı. Lakin sonuç alınamadı. Muayene sonrasında anlaşıldıki poposunda oluşan bir yara […]DEVAMI

Hamileliğimin 4. ayında Gülben Ergen’in programına davetli gittiğim bir gün, kuliste diğer konuklarla sohbet ediyorduk. İçlerinden birisinin göz doktoru olduğunu öğrendiğimde hamileliğinde verdiği merakla ‘çocuklar için Türkiye’de ayrı göz doktoru var mı?’ diye sordum. Doktor beyden olumlu cevap aldığımda aklıma eşimde geç teşhis edildiği için tedavi edilemeden kalan göz tembelliği geldi. Bebeği ne zaman bu […]DEVAMI

İstanbul geçtiğimiz hafta beyaz bir örtünün altındaydı. Bu beyaz örtü haliyle yemek maceramızı da etkiledi. Haftanın ilk dört günü sokağa bile çıkamayınca alışveriş de yapamadık. Haliye evdeki kuru gıdalar menüyü istila etti. Et ve tavuğun yanında bol miktarda pilav ve makarna yedik. Havaların düzelmesiyle birlikte eğer raflarda bulabilirsek menümüzde bolbol sebze olacak. Katı gıdaya geçen […]DEVAMI

Bu hafta menümüze baktığınızda hayatımızın birden bire değiştiğini görmüşsünüzdür. Sûfî’nin 7. ay kontrolünde başladı herşey. Doktorumuz, yeni programımızı açıkladı. Sûfî günde 5 öğün beslenecekmiş. Günlük planımız kahvaltı, meyve, öğle yemeği, çay saati, akşam yemeği şeklinde. Bunlardan ikisinde mutlaka et ya da tavuk yemeliymiş. Tabi yanında mutlaka karbonhidrat desteği olacakmış. Ve yemeklerle beraber mutlaka su içmeliymiş. […]DEVAMI

Hayatımızda bu hafta pek değişiklik olmadı desem yeridir. Bir gece önceden mayaladığım yoğurdu afiyetle yiyoruz. Yoğurt mayalamak piyasadaki UHT sütlerle neredeyse deveye hendek atlatmak kadar zor. Ben yoğurdu günlük pastörize süt ile mayalıyorum. Ankara’da iken Atatürk Orman Çiftliği sütü ile nefis yoğurtlar yapardım. İstanbul’a geldiğimizden beri maalesef istediğim kıvamda yoğurt yapmak zorlayıcı bir iş oldu. […]DEVAMI

Sûfî oldukça hareketli bir çocuk. Baş etmesi oldukça güç… Gelin görün ki kimseyi buna inandıramıyorum. Hele çıkarttığı sesleri anlattığımda bir bana bir de pusetinde kuzu gibi yatan oğluma bakıp ‘hıı hıı.. tabi…’ diyorlar. Dün yine enerji patlaması yaşayıp, neredeyse düz duvara tırmandığı bir anı kaydetmek için cep telefonumun kamerasını açıp hemen kenara iliştirdim. Bizim küçük […]DEVAMI

Katı gıdaya geçtiğimiz ilk günlerde ağlamaklı dolaşıyordum. Sûfî her şeyi tükürüyor, hiçbir meyveyi beğenmiyordu. Çoluk çocuk herkesin sevdiği muzdan nefret ettiğinde hissettiklerimi anlatamam. Yemek seçen mızmız bir çocuğum olduğunu düşünmeye başlamıştım. Halbuki çok yanılmışım… Bulamaç değil ayrı ayrı lezzetler… İlk kahvaltısında peynir ve ekmeği anne sütünde ezmiştik. Pek bayılmasa da elma, armut püresinden daha iştahlı […]DEVAMI

Sûfî’nin anne sütünden başka gıdalarla tanışmasının üzerinden macera dolu 1 hafta geçti. Daha doğrusu elma ve armutla dolu bir hafta… Yazın doğan bebekler kışın en kara günlerinde katı gıdalarla tanışıyor. Haliyle meyve paleti oldukça sınırlı. Evet mandalina, portakal, greyfurt gibi çok sevilen narenciyeler bu mevsimde tezgahlarda olsa da C vitamini alerjisi ve asit oranının yüksekliği […]DEVAMI

Sabahın ilk ışıkları ile Escher’in Dünyasında yazısını yazarken başıma geleceklerden habersizdim. Kahvaltımızı yapıp 40. haftayı doldurduğumuz için oldukça sıklaşan doktor randevularımızdan birisine doğru yola çıktık. Yolda, bebek doğmadan yapacağımız son mutfak alışverişlerinden, doktordan sonra bir yerlere gidip kahve içmekten, serin bir yerlerde yürüyüş yapmaktan, hatta romantik bir yemek yemekten bahsettik. Ne de olsa o gelmeden […]DEVAMI