Karacaahmet

Karacaahmet

Yazan:

Karacaahmet

Deryada sonsuzluğu zikretmeye ne zahmet!

Al sana, derya gibi sonsuz Karacaahmet!

Göbeğinde yalancı şehrin, sahici belde;

Ona sor, gidenlerden kalan şey neymiş elde?

Mezar, mezar, zıtların kenetlendiği nokta;

Mezar, mezar, varlığa yol veren geçit, yokta…

Onda sırların sırrı: Bulmak için kaybetmek.

Parmakların saydığı ne varsa hep tüketmek.

Varmak o iklime ki, uğramaz ihtiyarlık;

Ebedi gençliğin taht kurduğu yer, mezarlık.

Ebedi gençlik ölüm, desem kimse inanmaz;

Taş ihtiyarlar, servi çürür, ölüm yıpranmaz.

Karacaahmet bana neler söylüyor, neler!

Diyor ki, viran olmaz tek bucak, viraneler,

Zaman deli gömleği, onu yırtan da ölüm;

Ölümde yekpare an, ne kesiklik, ne bölüm…

Hep olmadan hiç olmaz, hiçin ötesinde hep;

Bu mu dersin, taşlarda donmuş sükûta sebep?

Kavuklu, başörtülü, fesli, basacak taşlar;

Taşlara yaslanmış da küflü kemikten başlar,

Kum dolu gözleriyle süzüyor insanları;

Süzüyor, sahi diye toprağa basanları.

Onlar ki, her nefeste habersiz öldüğünden,

Gülüp oynamaktalar, gelir gibi düğünden.

Onlar ki, sıfırlarda rakamları bulmuşlar,

Fikirden kurtularak, ölümden kurtulmuşlar.

Söyle Karacaahmet, bu ne acıklı talih!

Taşlarına kapanmış, ağlıyor koca tarih!

Not

*Fotoğraflar İstanbul Büyükşehir Belediyesi‘nin sitesinden alınmıştır.

Kalıcı bağlantı

Related Posts

3 Responses to Karacaahmet
  • nilüfer beyen

    çok beğendim çok hüzünlü ve duygulu bir şiir

  • Devletşah

    Nilüfer hanım;

    Kesinlikle, hüzünlü, duygulu ve anlamlı bir şiir.

  • bilge

    karacahmet şiirinin tahlilini nerden bulabilirim bu konud abana yardımcı olursanız çok iyi olur çünkü makale konum

Yorum yapın

YORUMU GÖNDER