değişen oyuncak bebek dünyası

değişen oyuncak bebek dünyası

Benim çocukluğum ihtilallerin, ekonomik krizlerin, sıkı yönetimlerin olduğu döneme rastlıyor. Bu kadar çok oyuncağın olmadığı, çocukların sokaklarda oynadığı döneme.

Birçok çocuğa göre çok fazla oyuncağım vardı. Çoğu yurtdışından gelmiş büyüleyici oyuncaklardı. Onları kocaman sepetlere doldurur, sokağa çıkarır, arkadaşlarımla doya doya oynardık. Barbie’nin Türkiye’de satılmadığı dönemlerdi aynı zamanda. Alman bir komşumuz vardı. Bir seyahat dönüşü bana Barbie getirdiğinde nasıl sevindiğimi anlatamam. Hatta kutusunu günlerce çöpe atamamıştım. O barbie hala duruyor.

Yıllar geçtikçe 8-10 tane barbiesi olmayanın garip olduğu dönemler başladı. Bunu barbie gibi olmak isteyen bir nesil takip etti. Barbie gibi zayıf görünme takıntısı yüzünden psikolojik destek alanlar mı istersiniz yoksa barbie’ye benzemek için sayısız ameliyat olanlar mı?

monster high

Son zamanlarda oyuncak raflarına baktığımda gördüğüm bebekler bence Barbie’yi mumla aratır durumda. Silikonlu dudaklar, gotik makyajlar, acayip kıyafetler… Baktıkça bunlara benzemek isteyecek büyüyen çocukları düşünüp hüzünleniyorum.

Bu sabah internette dolaşırken gördüğüm yukarıdaki video bana umut verdi. Çocuklar da bahsi geçen bebekleri yapmacık ve acayip buluyorlarmış. Sonia Singh isimli bebeklerle oynamayı seven bir kadının bu bebekler üzerinde yaptığı değişikliklere bayıldım. Belki siz de evinizde bu tip bebekler varsa benzer değişiklikler yapabilirsiniz diye düşündüm. Web sitesi de burada. Yaptıklarına bakıp ilham alabilirsiniz.

Kalıcı bağlantı

Related Posts

2 Responses to değişen oyuncak bebek dünyası
  • nesrin

    Devletşah hanım harikasınız !! yine mükemmel bir konuya parmak bastınız. Malesef bütün çocukların ellerinde bu maskara bebekler sizinde ifade ettiğiniz gibi gelecek nesilin tazecik güzel çocukların ,bu bebekler gibi süslü ,kokoş kıyafetler makyajlara özen duydugunu hatta şu anda annesinin malzemeleri ile boyanan,pullu payetli dantelli çocuk kıyafetleri ile maskara olan çocukları görüyorum malesef!! filimi seyrettim ,çocuğun doğal hali bebekler çok güzel. Annelere çok iş düşüyor Devletşah hanım sizi tebrik ediyorum ellerinize sağlık selam sevgiler……

  • Defne

    Ben galiba biraz farklı düşünüyorum bu konuda. 80’ler ve 90’lar güzellikle ilgili fikirlerin neredeyse hiç de tartışılmadan ve belki de ilk defa bu kadar yoğun olarak dayatıldığı bir dönemdi. Ve o dönem elimize geçmeye başlayan bu barbie bebekler de bu dayatmanın çocuklara yapılan haliydi. ancak hem kendi farkındalıklarımız (ebeveynler olarak) hem de güzelliğin tanımına ve algısına ilişkin tartışmaların artışı açısından artık çok daha farklı bir dönemde olduğumuzu düşünüyorum. dayatma devam etmiyor mu, tabii ki ediyor. Sonuçta, kapitalist sistemin kendi ürünlerini pazarlayabilmesi ve alıcı bulabilmesi de buna bağlı hala. Ancak dediğim gibi daha farklı bir boyutta yaşadığımızı düşünüyorum bu süreci. ve bence, oynadığı bebeklerden çok biz ebeveynlerinin, çevresindeki sevdiği ve güvendiği diğer insanların bizzat çocuğa ve diğer olay ve olgulara verdiği tepkiler daha çok etkiliyor çocuklarımız güzellik/yakışıklılık algısını. ve ne yazık ki, bizler de kendi geçmişimizden edindiğimiz ve bazen sonuçlarının farkında olmadığımız gündelik tepkilerimizle daha çok besliyoruz bu yanlış algıları. Benim de 5 yaşında bir kızım var; bir sürü de barbie bebeği var ne yazık ki (barbie olmasından değil sayısından şikayetçiyim ben). ve onlardan çok, kreş kapısında kendini “kokoş” diye karşılayan öğretmenlerinden, kendisi pantalon giyerken elbise, etek giymiş arkadaşlarından ve onların aldığı tepkilerden; anneanne ve dedesinin prensesim diye sevmelerinden, az güzel giyindiğinde dışarıdaki herkesin ona bakması ve bir şekilde güzelliğine ilişkin beğenilerini sunmalarından daha çok etkileniyor. hatta geçen gün bir arkadaşının da kendisi gibi kokoş olmaya çalıştığından bahsetti. Yani bence bebekleri düzeltmekle olacak gibi değil bu iş!!
    şu acayip bebeklere gelince… acayipler işte! ve tüm acayiplikleriyle birlikte kabul görüyor, seviliyorlar. benzemeye çalışılacak gibi değil, ama farklılığın da kabul ve sevgi gördüğünü az da olsa gösteriyor gibi geliyor bana. tabii ki, ticari bir ürün olarak oldukça abartılmış acayiplikleri var. en azından yakın çevremdeki kız çocuklarının tepkileri bu yönde. “bunun nesini seviyo şimdi?” “onunla zaman geçirmek çok eğlenceli galiba, hem bak nasıl da yardım ediyo arkadaşına ihtiyaç duyduğunda..” biz bu filmi izlerken benzeri bir çok konuşma geçmiştir kızımla aramızda.. 🙂
    biraz uzun oldu, kusura bakmayın. 🙂

Leave a comment to nesrin

YORUMU GÖNDER