Nefretin ve Affetmenin Bedeli

Nefretin ve Affetmenin Bedeli

Yazan: Paulo Coelho

Ken'an Rifai

20. yüzyılın büyük Türk mutasavvıfı Kenan Rifai’nin düşüncelerinden oluşan bir yazı.

No.96

1989 yılında aldığım notlar arasında, mürşidim dediğim “J” ile yapmış olduğumuz söyleşiden not ettiğim bazı cümlelere rastladım. O tarihte, hakkında pek az şey yazılmış, bilinmeyen bir mistik olan Kenan Rifai hakkında konuşuyorduk.

J diyor ki, “Kenan Rifai der ki, insanlar bizi methettikleri zaman nasıl davrandığımıza çok dikkat etmeliyiz.” “Çünkü bu, kusurlarımızı çok iyi saklarız demektir. Sonunda, düşündüğümüzden daha iyi olduğumuza inanır ve bir sonraki aşamada da, tüm çevremizde tehlikeler yaratacak yanlış bir güven duygusu sonunda bize hakim olur.”

“Peki hayatın önümüze çıkardığı fırsatların nasıl farkında oluruz?”

“Eğer önünde iki fırsat varsa, onları nasıl onikiye çıkaracağını öğren. Oniki fırsatın olduğunda onlar otomatikman artacaklardır. Onun için İsa der ki, “elinde çok olana daha çok verilecektir. Elinde az olandan da bu az alınacaktır.”

“Bu, İsa’nin öğretilerindeki en sert cümlelerden biri. Ancak, tüm hayatım boyunca, bunun kesinlikle doğru olduğunu farkettim. Öyleyse, fırsatları nasıl tanıyabiliriz?”

“Her âna dikkat et çünkü fırsat- mucize ânı, kendimizi suçlu hissettiğimiz için her zaman kaçırmamıza rağmen, ulaşacağımız mesafede duruyor. Onun için vaktini, kendini suçlayarak ziyan etmemeye çalış: yaptığın iş yanlış ise âlem seni düzeltecek şekilde hareket edecektir.”

“Peki âlemin beni düzeltmesi ne şekilde olacak?”

“Trajediler yoluyla olmayacaktır; bunlar hayatın bir parçası oldukları için vardırlar ve bir ceza gibi düşünülmemelidirler. Genellikle, âlem bize hatalı olduğumuzu, elimizdeki en değerli şeyi- arkadaşlarımızı- alarak gösterir.”

“Kenan Rifai, bir çok kişiye kendisini bulması ve hayatla uyumlu bir ilişkiye ulaşması konusunda yardım etmiş bir kimsedir. Buna rağmen, bu insanların bir kısmı, müteşekkir olmamış; hatta başlarını “teşekkür ederim” demek için bile çevirmemişlerdir. Ona, sadece hayatlarının bütünüyle içinden çıkılmaz dönemlerinde başvurmuşlardır. Rifai onlara geçmişten hiç bahsetmeden yine yardım etmiştir: onun çok arkadaşı vardı ama ona nankörlük edenler sonunda hep yalnız kaldılar.”

“Bunlar güzel sözler ama ben nankörlüğü bu kadar kolay affedebileceğimden çok emin değilim.”

“Bu çok zor. Ama başka seçenek yok: eğer affetmezsen, sende yarattığı acıyı düşüneceksin ve bu acı hiç uzaklaşmayacak. Sana karşı yanlış bir hareket yapanları sevmen gerektiğni söylemiyorum. O insanın dostluğuna geri dön demiyorum. O insanın bir melek gibi veya hiç acı vermeye yönelik bir maksatla hareket etmemiş biri gibi görmeye başlamanı söylemiyorum. Tüm söylediğim, nefretin enerjisi seni hiç bir yere götürmez. Oysa affın enerjisi ki aşkla tecelli eder, hayatını pozitif yönde değiştirmeyi başarır.”

“Çoğu kereler incindim.”

“Onun için, içinde hala anne ve babasından saklanıp ağlayan, sınıfındaki en zayıf çocuk olan oğlanı taşıyorsun. Onun için, hiç kız arkadaş bulamayan, sporda başarılı olmayan o zayıf oğlanın izlerini taşıyorsun. Hayatın boyunca sana karşı işlenen adaletsizliklerin izlerinin peşini bırakmamayı başaramadın. Fakat bunun sana ne faydası var? Hiç. Kesinlikle hiç bir şey. Sadece, güçlü olanların kurbanı olmaktan dolayı kendine üzülmek için sürekli bir arzu duymak.Ya da seni üzenlerin üzerinde daha çok yara açmaya hazır bir intikam alıcı gibi giyinmek. Bütün bunlarla vaktini zayi ettiğini düşünmüyor musun?”

“Bunun insanca bir şey olduğunu düşünüyorum.”

“Kesinlikle insanca. Fakat ne zekice ne de mantıklı. Bu dünyadaki zamanına hürmet et ve Allah’ın seni her zaman affettiğini anla ve sen de affetmeyi öğren.”

A.B.D.’de Mojave Çöl’nde 40 gün geçirmek üzere çıktığım seyahatten hemen önce J ile aramızda geçen bu sohbetten sonra oğlanı, genci ve bir zamanlar olduğum incinmiş yetişkini daha iyi anlamaya başladım. Bir sabah, Kaliforniya’da Ölüm Vadisi’den Arizona’da Tucson’a giderken, beni incittikeri için nefret ettiğim insanların zihnimden listesini yaptım. Sırasıyla hepsini tek tek affetmeye başadım ve altı saat sonra Tucson’da ruhum öylesine hafiflemiş ve hayatım daha iyiye doğru fazlasıyla değişmişti.

Not

Yazının orjinali Paulo Coelho’nun Warrior of The Light sitesinde bulunmaktadır. Kimin tarafından Türkçe’ye tercüme edildiğini bilmiyorum.

Linkler
Kalıcı bağlantı

Recent Posts

2 Responses to Nefretin ve Affetmenin Bedeli
  • Yusuf ÇELİKLER

    20.Yüzyılın Büyük Velisi Ken’an Rifai Hz.
    düşünceleri ve yazılarıyla 21.yüzyılda da insanoğluna ilham kaynağı olarak önderlik etmeye devam ediyor. Kendisini Hürmetle anıyorum

  • Dincer Dalkılıç

    Allah sayyini mubarek eylesin

Leave a comment to Yusuf ÇELİKLER

YORUMU GÖNDER