Okul yolu taşlıdır…

Okul yolu taşlıdır…

Okul yolu taşlıdır…

İlkokula başladığımızda aralık ayında yapılan okuma bayramında ben bebeğime bu karga sesimle bir ninni söyleyecektim. Sözleri şöyleydi:

Hu hu hoppala
Yavrum gider bakkala
Bakkal yolu taşlıdır
Yavrum hilal kaşlıdır.

Nedendir bilmem taa o zamandan bu zamana ‘bakkal yolu taşlıdır’ kısmını hep ‘okul yolu taşlıdır’ diye söylerim. Bilinçaltım okul ile ilgili hoş olmayan birşeyler mi söylüyor bana bilemiyorum. Elbette hatırladığım çok tatsız şeyler var okula dair. Ama çok güzel anılarım da var. Hayat böyle değil mi zaten… Acı tatı birarada.

Neyse kendi okul anılarımdan Sûfî’nin okul anılarına geçiyorum. Evet… Küçük bey de okullu… Hem de epey zamandır. Aslına bakılırsa okul dediğimiz şey oyun grupları ya neyse.

İlk 15 aylık iken Iraz Toros Suman’ın oyun grubuna gitmeye başladık. 8 hafta süren bu oyun grubu pek faydalı olmadı. Yaşı mı küçüktü yoksa grubun bir sürü şartı vardı da ondan mı daraldı bilemeyeceğim. Gerçi şartlar ona değil bize konulmuştu ya neyse. Çocukların ilk defa girdiği ortama alışması 10-15 dakikayı alıyor malum. Iraz oyun grubuna 5 dakika önceden gelinmesini arzu ettiği için zaten 45 dakika süren dersin 10 dakikası etrafa, bir 10 dakikası da diğer çocuklara alışmayla geçiyordu. Haliyle Sûfî tepemden inip oyuna iştirak edene kadar süre bittiğinden pek faydası olmadı. Bir de bizimkisinin Irazla yıldızı barışmadı sanki. Daha çok derslere bizimle beraber giren Iraz’ın eşini sevdi. 8 haftadan sonra hem yukarıda bahsettiğim sebeplerden hem de uzun bir seyahate gidecek olmamızdan devam etmedik.

Şubat sonunda havalar biraz düzelip hastalık riski de azalınca bir arkadaşımızın tavsiyesi ile Koşuyolunda Melekler Evi isminde bir gruba başladık. Haftada iki gün ikişer saatlik bu gruba ilk iki gün büyük heyecan ve ‘okuuuul, okuuuulll’ nidaları atarak giden Sûfî, 3. günden itibaren bir isteksizlik içerisine girdi. İsteksizliği bir tek müzik dersinde kayboluyordu diyebilirim. Beni de rahatsız eden bazı noktalar yok değildi. Mesela oyun hamuru oynarken aman ha sakın renkler karışmasın diye çocuklara sürekli bir baskı kurulması, şimdi hamur saatindeyiz etrafta dolaşamayız gibi kuralların olması 20-24 aylık bu çocuklar için pek sıkıcı ve uygulanabilirlikten uzak. Uygulanamayınca ortada sürekli bir gerginlik… Oysa bu ufaklıklar mavi ile sarı hamur karıştığında çıkan yeşili görünce pek şaşırıyorlar. Renkleri dünyayı böyle öğreniyorlar. Neyse ben başında durduğum ve bunlar ufak mevzular diye düşündüğümden pek önemsemedim. Bir iki kez laf arasında uyardım geçtim. Lakin bizim ufaklık için bu mevzular önemli olsa gerek, bugün 2. ayı bitirmek üzereken 10. dakika sonunda okulun kapısına dayanıp eve dönmek istedi. Döndük. Sanırım bir daha gitmeyeceğiz.

Bundan 3 hafta önce Ataşehir’de KindyRoo diye bir yere daha başladık. Oğlum hem okula hem de oradaki üç ablaya aşık oldu. İlk gittiğimiz gece uyanıp uyanıp ‘okuuulll, ablaaaa’ deyip, el çırpıp uyumaya geri döndü. KindyRoo’ya da haftada 2 gün gidiyoruz. Hoca eşliğindeki ders 45 dakika. Okulun içine her hafta yeni bir parkur kuruluyor. Tırmanıyorlar, sallanıyorlar, emekliyorlar… Öncesinde nörolojik olarak gelişimlerini sağlayacak bazı hareketler yaptırıyor hoca. Küçük motor gelişimini sağlayan oyuncuklar oynuyoruz. Sonra da kaba motoru geliştirecek parkura geçiliyor. Çocuğun arkadaşlarına, kalabalığa ve sınıfa alışmasını sağlamak için dersten 20 dakika kadar önce gidilmesini istiyorlar. Sonrasında ise oyun odasına geçip çocuk gitmek isteyene kadar orada kalabiliyorsunuz. Biz 09:45 gibi gittiğimiz KindyRoo’dan 12:30 gibi ayrılıyoruz. O da zorla.

Eylül ayında yarım gün gideceği bir okul arayışı içindeyim. Normal anaokulu müfredatı olsun istemiyorum. Çünkü gördüm ki hamur saatinde hamur oynamak istemezse ortalık karışıyor. Daha 27 aylık bir çocuğu böyle bir sıkıntıya sokmaya gerek yok. O günü müzik istiyorsa müzik,boya istiyorsa boya ile geçirsin. Bir de bizimkisi aktif bir çocuk oturamıyor. O enerjisini alacak bhçesi olsun. Dayatmalar diretmeler olmasın…

Bir de okulda yiyeceği yemek çok mühim konu… Ona bu yazımda hiç girmiyorum.

Siz bir okuldan neler bekliyorsunuz? Ben görmeye gittiğim okullarda neye dikkat etmeliyim? Çocuğa okul seçmek gerçekten taşlı bir yol. Ve anladım ki hayallerimizdeki mükemmel okul yok… Bir de her çocuk farklı. Sûfî’ye uyan başkasının karakterine uymuyor. Ya da başkasının bayıldığına siz hiç alışamıyorsunuz.

Kalıcı bağlantı

Recent Posts

9 Responses to Okul yolu taşlıdır…
  • kardelen

    Devletsahcim,

    Sufi ile bizim bidikcigin dogumgunleri arasinda bir-iki gun var biliyorsun. Gordugum kadariyla karakterleri cok uyusuyor. Oraya gelince muhakkak tanistiralim, kendi oyun gruplarini kursunlar:))Turkiye’deki okullar konusunda sayende bilgi edindim. Burada da durum cok toz pembe sayilmaz. Allah kolaylik versin biz anne-babalara…

  • Selale Sogut

    Okul/anaokul vs secerken: 1-once guvenli mi ona bakarim. Mesela 2 katli olmayacak, duzayak olacak cocuklar siniftan bahceye merdiven inmeden ulasacak, ciktiklari tek merdiven kaydiragin merdiveni olsun mumkunse. Bir se yangin/deprem durumlarinda uygulanan proses evacuation plani nedir bu cok onemli 2-takip edilen sistem mumkunse montessori veya reggio emilia olacak klasik anasinif mantigi yazik ki aktiviteleri saatle sinirlandirior bu da bence yaraticiligin onunde bir engel. 3-Bunun icin bizim okulumuzda free flow var sabah oglen yarimsar saat. Cocuklar istedigi oyunu oynuyor aktiviteye katilior. Sinifimizda bir kiz cok mingle olmayi sevmior mesela onun icin bir okuma kosesi yapmis ogretmenimiZ o kiz hergun 1 saat orda ve mutlu, huzurlu 4-yemek menusu haftalik gelmeli ne kadar yedigi hergun rapor edilmeli. 5-Simdilik aklima gelenler benim ilk dikkat ettigim noktalar bunlar.

    • Devletşah

      Merhaba Şelale hanım,

      Çok güzel bilgiler vermişsiniz. Özellikle yangın deprem konusu hiç aklımda yoktu. Reggio Emilia sanki bizimkisinin yapısına daha uygun gibi. Montessori ve ikisinin karışımı hatta biraz da valdorf karıştı mı tam hayalim olacak.

  • Ceylan

    Devciğim, sen zaten teknik konuları enine-boyuna araştırır, en iyisini bulursun. Benim söyleyeceğim, biryere karar verdikten sonra, artık ıdık-bıdık, ıncık-cıncık incleyip, herşeyi eleştirel yaklaşmaman olur. Çok dramatik bir durum olmadıkça, biraz okula güvenmen, onlara zaman vermen, sabır göstermen de fayda var.

    Sen ne kadar pozitif ve anlayışlı olursan, okulu eleştirenler kadar yeri geldiğinde iyi yaptıkları şeyleri de öven ve onlara moral-motivasyon verirsen, onlar da inan o kadar pozitif dönüyorlar sana ve çocuğa. Neticede bu mekanları yönetenler de insan ve bazen hata yada eksiklikler olabiliyor. Bunları yapıcı bir şekilde dile getirmek ve olaylara pozitif yanından bakmak, tüm okul hayatınız boyunca ihtiyacın oalcak bir şey.

    Okulları zaten çok sert bir şekilde eleştirmeye bayılan veli o kadar çok ki, sen onlara iyi yaptıkları birleyler için teşekkür ettiğinde ne yapacaklarını şaşırıyorlar ve senin bu yaklaşımın onları daha cesaretlendirip, motive ediyor.

    Dediğin gibi bu işin mükemmeli yok, çok bilenlerin okul açmasında fayda var zaten! kendine ait bir okulun yoksa, varolanları en akıllı bir şekilde geliştirip, samimi ve yakın ilişkide olmak, özellikle de ilk yıllarda çok önemli.

    Bu uzun ve çetrefilli yolculukta sonsuz başarılar ve şanslar canım!

  • nesrin

    Devletşah hanım gördüğüm kadarı ile MAŞALLAH Sufi akıllı ve söz dinleyen hareketli , tatlı bir çoçuk kısa sürede herkesle kaynaşıyor mevcut okullarda istediğiniz gibi eğitim ve öğretim malesef yok hep bir bölümü eksik , burada velilere çok iş düşüyor !! eminim bu eksiklikleri siz tamamlıyorsunuz. Size kolay gelsin Sufiye başarılar herşey gönlünüzce olsun selam sevgiler………………..

  • zerrin-misssgibi

    İnanılmaz zor bir süreç.. Hele biz şimdi anaokulu ve sonrasında devam edeceği okulları araştırdığımızdan bitik vaziyetteyiz.

    Ada 2 yaşını biraz geçtiğinde Sarıyer Yapa oyun okuluna gitti. Hiç sıkılmadı. Halen aynı heyecanda gidiyor.

    Çevrenizde Yapa varsa araştırın derim. EN önemli şey çocuğunuz okuldayken neler yaptığını size raporlayabiliyorlar mı? Ben bunu istedim. ELbette çay saatlerinde yedikleri yiyecekleri mutlaka öğrenip müdahale edecek birşey varsa müdahale ettim.

  • Havva

    İşiniz zor olmakla birlikte keyiflide. Diğer yorumlarda dendiği gibi inceleyip karar verip sonrada güvenmek. işin sırrı burada. Yoksa ki olumsuzlukları görmekten olumlu kısımları kaçırabilirsiniz. Öğrenmesini istediğiniz şeyleri takip ederken keşfettikleri kaynamasın arada. benim oğlum 2.5 yaşından beri her sena artan sürelerde gitmekte kreşe. Şuan 5.5 yaşında ve hala aynı okuldayız. Okulumuza ve öğretmenlerimize çok güveniyoruz ve seviyoruz. Oğlumun uzun zamandır tanıdığı eski arkadaşları var bu sayede. Yemek konusu önemli tabiki. Zorlamadan ama yemesi de gerekli olan birçok yemeğe alıştı oğlum. Öz bakımı konusunda çok gelişti. istemediği oyunlara katılmama hakkı her zaman var. Ancak bazı faaliyetler var ki katılmak zorunda. Buda hayatta her zaman her şeyin istediği gibi olmayacağını bazen de istemediğimiz şeyleri de yapmak gerektiğini öğretiyor. Sorumluluk bilinci gelişiyor. Sufi ye en iyisini katacak okulu oyun grubunu bulmanız ve tadını çıkarmanız dileği ile sevgiler…

  • Duygu

    Ceylan Hanım’a katılıyorum.
    Ben oğlum Doğu bilginle beraber o 12 aylıkken şu oyun gruplarına başladık.İlk Neşe Erberk ile başladık.Oyun grubuna gelenler ile oğlumun arasında 10 ay gibi ciddi bir fark olunca gymboree gittik.Öğretmenine hayrandı.Okulda ki tüm yöneticiler ve öğretmenler çok yardımcı oldu neden böyle diyorum çünkü inanılmaz hareketli ve sürekli aynı şeyleri tekrar etmekten hoşlanmayan bir oğlum var.Tırmanmak,sürünmek,zıplamak,itmek gibi aktiviteleri severek yaptı 3 ay kadar:)sonlara doğru gördüm ki benim çocuğum küçücük bir sınıfın içine tıkılmak istemiyor.
    Neşe erberk’e geri döndük.Bir çocuğun sorumluluğunu almak kolay değil.Alınca da hakkını vermek lazım.O yüzden günde ilk önce 2 saat denemek için kendi başına bırakmaya oğlum da beğenirse yarım gün bırakmayı düşündüm.18 aylık oğlum için geniş büyük bir bahçesi var.içinde tavşanlar papağanlar var,kızılderili çadırları,oyuncaklar,minik leğende sular:))
    İlk önce psikolog ve öğretmenle beraber oryantasyona başladılar tabi ben de vardım.Oğlum benden ayrılmak istemiyor durmad ağlıyordu.Ayrılmaktan kastım kucağımdan inmiyor oyuncaklarıyla oynamıyordu.3.gün sorun halledidi.Şu an öğretmeniyle (tabi benimde katıldığım )vakit geçiriyor.Bu hafta işler yolunda giderse diğer arkadaşlarıyla tanışıp sınıfa giricek.
    Süreci ben de merak ediyorum.Durmadan çocuk yetiştirmekle ilgili kitap okuyup araştıran bir deli olarak aslında isteklerim hiçte ultra şeyler değil.Keyifli vakit geçirsin o mutlu olsun yeter.

  • Ebru hayal

    Devletşah hanım, merhaba…
    Sufi ile Ravi (oğlum) çok benİyorlar anlattıklarımı kadarıyla;)
    Merak ettim anaokulu sorununa bir çöZüm bulabildiniz mi? Hangi okula gidiyor Sufi şimdi? Sevgiler…

Leave a comment to Havva

YORUMU GÖNDER