20 yıldır bitmeyen kitap

20 yıldır bitmeyen kitap

Cengiz Han kapağı

Artık eskisi kadar uzun kitaplar okuyamıyorum. Sekiz ciltlik Tolstoy’ları okuduğum yıllar epey geride kalmış. Bazı konularda sabrım gelişirken bazı konularda gittikçe sabırsızlaşıyorum. Son zamanlarda okuduğum kitaplar 200 -250 sayfayı geçmiyor. Kaldı ki bu kitaplar genelde kısa hikayelerden veya denemelerden oluşuyor. Sabırsız karakterime uygun olarak en fazla 10 sayfa içinde başlayıp bitiveriyorlar.

Çok az kitabı ikinci defa okurum. Ama birçok filmi bazen iki veya üç defa seyrederim. Kitaplarda ise durum değişiktir. Dediğim gibi çok az kitabı ikinci defa okurum. Ama zaman zaman açıp altını çizdiğim satırlara bakarım.

İlkokuldayken cuma günleri harçlığımla bir kitap aldığımı haftasonunda da onu okuyup bitirdiğimi hatırlıyorum. O zamanlar yaşadığımız yerde yalnızca bir kırtasiye vardı ve kitapları da oradan alıyorduk. Bir müddet sonra kırtasiyedeki benim yaşıma uygun bütün kitapları aldığımı fark ettik. Bu işi ben sevinçle kırtasiyeci şaşkınlıkla karşıladı.

O gün kitaplara ayrılmış dört beş sıra rafa uzun uzun baktım. Hani yaşıma uygun olmasa da dikkatimi çekecek bir kitap elbette vardır diye düşünüyordum. En sonunda kırmızı bir zemin üzerine silüet halindeki atlılardan oluşan kapağı ile ben cezbeden “Cengiz Han” kitabını aldım. Eve gittiğimde babam “bu sana göre değil” dedi ama umursamadım. 3 – 5 sayfa okduktan sonra bir kenara attım.

Attım dediysem tam atmak manâsında değil. 20 senedir benimle beraber dolaşıyor. Evet bütün çocukluk kitaplarım duruyor. Zaman zaman açıp bakıyorum. En çok neresini sevmiştim hatırlamaya çalışıyorum. Elbetteki o günlerde “Cengiz Han” da elime geliyor. Gülüyorum… “Halâ okuyamadım seni” diyorum.

Sayfaları gittikçe sararıyor. O da benimle beraber yaşlanıyor. O zaman yaşıma uymadığından, şimdilerde ise uzun okuyamadığımdan rafta mahzun mahzun bekliyor.

Kalıcı bağlantı

Related Posts

4 Responses to 20 yıldır bitmeyen kitap
  • nesrin turan

    Devletşah hanım küçük yaşta okuma alışkanlığınız ne güzel sitenizdeki yazılarınız, uslubunuz bakış açınız mükemmel, harkulade bir sitenin sahibi olarak yemek name ile başladığınız yazmanın yanısıra sizden güzel eserler bekliyoruz başarılarınız daim olsun. sevgiler

  • Melike

    Benim de öyle bir kitabım var: Anadolu Efsaneleri. Üstelik ortaokuldayken sınıfımızın şiir okuma yarışmasında 3. olduğum için verilmişti o kitap bana. Halikarnas Balıkçısı’nın bu kitabı, herhalde yaşıma uygun olmadığı için değil, oldum bittim mitolojiyle barışamamış olmamdan dolayı kütüphanemde okunmadan öylece duruyor -zannediyorum.

  • volkanes

    Çocukken bende cuma günlerini büyük bir sabırsızlıkla beklerdim. Babamın bana verdiği harçlıklardan biriktirtiğim parayla heyecanla kırtasiyecinin yolunu tutardım. Evle arası uzak bir yerdi.Annem çoğu zaman izin vermezdi.Bir yolunu bulup dışarı çıkmayı başarırdım.Dar sokaklardan eski ahşap evlerin arasından caddeyi bulurdum.Köşede küçük eski bir kırtasiyeci dükkanıydı.İçeri girdiğimde o kitapların kendine has olan kokuları beni cezbederdi.Adam bana alışık biri olduğu için dergiyi vitrinden çıkarır verirdi.Geçenlerde tesadüf gittiğim de kırtasiyeci dükkanının kapandığını yerine pide fırınının açıldığını gördüm.İçim de garip hüzünlü bir duygu uyandı.Hangi dergimi” Türkiye Çocuk Dergisi” abonesiydim.Çocukluk kahramanım onun içindeydi.Kahraman Türk Pilot Yüzbaşı Volkan sürüvenini heyecanla takip ederdim.Şimdilerde aklımda kalan tek o.Ve benimde eskilerden kalma okuyamadığım kitaplarım hala mevcuttur.Anılar insana bazen huzur bazende bir hüzün veriyor.Hey gidi yıllar…

Yorum yapın

YORUMU GÖNDER