TEDx Reset

TEDx Reset

Büyük bir hayalim var. Bir konferansa dinleyici olarak katılmak. Bir konuşmalar dizisine dinleyici olarak katılmak hayal olur mu demeyin. Hem çok pahalı olan, hem de saatler içinde kontenjanı dolan bir toplantıdan bahsediyoruz. Belki kuvvetli referanslarla dinleyici olunabilecek bir toplantıdan bahsediyorum. Anlayacağınız TED konferanslarına katılmak benim için büyük bir hayal. Geçtiğimiz yıl alınan bir kararla bağımsız TED konferansları yapılmasına müsade edildi ve bu konferanslara TEDx denilmesine karar verildi. Ben de merakla bizim ülkemizde de yapılacak mı diye beklemeye başladım. Neyse ki çok beklemem gerekmedi. Bir anda beş farklı TEDx düzenleneceğini öğrendim. Hemen ulaşabildiklerime dinleyici olmak için müracaat ettim. 14 Ocak 2009’da düzenlenen TEDx Reset de gittiğim ilk konferans oldu.

TEDxReset fotoğraf ve videoları

Uzun zamandır geçirdiğim en dinlendirici gündü…

Soğuk bir Ocak gününde Boğaziçi Üniversitesi’nin taş binalarından birisinde tahta koltuklarda 12 saate yakın oturarak, uzun zamandır geçirdiğim en dinlendirici günü geçireceğimi söyleselerdi inanmazdım. Ama öyle oldu. Birbirinden farklı konulardaki 16 konuşma, 4 video, 2 mini konser ile zihnimi sıfırladım.

TED konuşmalarının 18 dakika sürmesi gibi mühim bir özelliği var. 18 dakika bazen uzun, bazen kısa geliyor insana.

İlk konuşmayı organizasyon komitesinin başındaki Ali Üstündağ yaptı. TED konferansına ilk nasıl gittiğini anlattı. o konuşurken kendimi onun yerine koyup ilk TED katılımımda neler yapacağımı hayal ettim. Hatta bir adım daha ileri gidip TED Global’e konuşma yapmaya davet edildiğimi düşündüm.

Ali Üstündağ’ın Konuşması

İnsanları kandırarak işimi yapıyorum.

Ardından unut bölümünün ilk konuşmacısı Kubilay QB Tuncer çıktı sahneye. Günün en renkli karakterlerinden birisiydi. Yaptığı işi, sihirbazlığı anlattı. “İnsan algısı yanılmaya müsait. Ben de bunu manupile ediyorum.” derken olayı şöyle özetledi: “Enformasyon kirliliği yaratıyorum.” Çalan 4/4 lük müzik, yerde tempo tutan ayak, çevrede dolaşan kızlar, etrafa sallanan değneklerle tam bir algı kirliliği yaratılıyor ve görmemizin istenmediği şeyler bunların arasına ustalıkla saklanıyor. Burnumuzun önünde olan şeyleri bu şekilde görmemiz engelleniyor. İşte bütün mesele bu.

Kubilay QB Tuncer’in Konuşması

Hayat da böyle değil mi? Çalan telefonlar, gelen e-postalar, zarflar, toplantılar arasında kaybolup giden bilgiler, işletme körlükleri…

Alphan Manas konuşmasında beklentilerden bahsetti. Ne kadar büyük olduklarından, hep o hayallerle yaşadığımızdan, oraya ulaşamadan vazgeçişlerden, motivasyon azalmalarından… Hayallere ulaşmanın mümkün olduğunu ama bunun için yapılması gerekenin kısa vadeli hedefler koymak olduğunu söyledi. Özgüvenin herşeyden önemli olduğuna, dinlemenin, araştırmanın da bu işin bir parçası olduğuna dikkat çekti.

Alphan Manas’ın Konuşması

Günün en dikkat çekici anlarından birisi Yrd. Doç. Dr. Rahmi Oruç Güvenç ve ekibinin yaptığı müzikle terapi çalışması oldu.

Rahmi Oruç Güvenç’in Konuşması

Gönüllü olarak sahneye çıktığım bu çalışma gerçekten unutulmayacak dakikalar yaşattı bana. Kendimi müziğin akışına bıraktığımda gözlerimden yuvarlanan yaşlarla beraber başlamakta olan migrenim de sanki akıp gitti.

Düşün bölümü Eset Akçilad‘ın konuşmasıyla başladı. Samimi bir konuşma olmasına rağmen bence pek de samimi değildi. Nasıl bir cümle bu diyebilirsiniz. 20-25 yıldır yurtdışında yaşamasına rağmen dertlerini anadilleri olan Türkçe ile anlatmayı rahatlıkla başaran birçok kişi tanıdım. Toplantılarda Türkçe konuşan, yurtdışında doğup büyüyen çift anadili olan insanlar da tanıdım. İşte anlaşılmayan cümlemin sırrı burada. Eset Akçilad konuşmaya 3 yıldır kalabalık bir topluluk önünde Türkçe kullanmadığından, derdini iyi anlatamayacağı için İngilizce sunum yapacağını söyleyerek başladı. İnsan anadilini bu kadar çabuk unutmamalı. Kaldı ki aralarda kulak misafiri olduğum kadarıyla, kendisini yüzlerce kişinin önünde ifade edebilecek kadar akıcı ve güzel bir Türkçesi var. Demek ki hesaplar başka…

Eset Akçilad’ın Konuşması

Yenilenmek, baştan başlamak, büyük acılar ve çabalar gerektirebilir.

Sonra sahne günün en güzel hikayesine Serdar Savaş ile tanık oldu. Kartalların kaç yıl yaşadığı sorusuyla başladı hikaye. 40 ya da 80 yıl cevabıyla yavaş yavaş açıldı. Kartallar kırk yaşına geldiğinde tırnakları ve gagaları içe kıvrılırmış. Hal böyle olunca avını tutamaz, gagasıyla parçalayamaz olurlarmış. Kanatlarındaki tüyler kalınlaşıp ağırlaşır, uçamazlarmış. İşte bu noktada kendisini sıfırlayabilmek için bir yolculuğa başlarlarmış. Önce gagalarını taşlarla parçalayıp yenisinin çıkmasını sağlarlarmış. Ardından yeni gagaları ile kıvrılan tırnaklarını, ağırlaşan tüylerini tek tek söküp yenilerinin gelmesini beklerlermiş. Yenilenmek için büyük acılar çekerlermiş. Ancak bütün bu acılardan sonra ömürlerine 40 yıl daha katılırmış. Bizim kontrolümüzde olan şeylerin kontrolünü sağlamak ile hayatımızı güzelleştirmek ya da dönülmez yollara sokmak mümkün.

Serdar Savaş’ın Konuşması

En merakla beklediğim konuşmadaydı sıra. Nereden bilebilirdim ki en sıkıldığım konuşma olacağını? Lev Manovich’in yaptığı çalışmalar oldukça ilginç.

Lev Manovich’in Konuşması

Anna Karanina, Hamlet gibi kitapları taradıktan (scan ettikten) sonra görsel olarak inceliyor. Daha detaylı nasıl anlatırım bilemiyorum? Mesela kitapta Hamlet’in konuştuğu yerlere bir nokta konulup yazılar silindiğinde çıkan görsellerin dağılımından sonuca ulaşmak gibi. Ya da en çok satan video oyunlarının baştan sona kaydedilmesi ve oyunlardaki renk dağılımlarının mukayesesi gibi. Ya da Time dergisinin kapaklarında kullanılan renk yoğunlukları gibi şeyler.

Fikir Sahibi Damaklar blogundan yıllardır tanıdığım ama yüzyüze görüşme fırsatı bulamadığım Defne Koryürek konuşmasını bitirdiğinde herkes tokat yemiş gibiydi. “27 yaşımda hamile kaldığımı öğrendiğim gün birden bire anladım. Biz ölümlüyüz.” “Yediklerimizle var oluyorsak. Onların nerede, nasıl üretildiği çok önemli.” “Yediğimiz hiçbir şeyi artık köylü üretmiyor.”

Defne Koryürek’in Konuşması

“Eğer gerçek süt içmiyor, gerçek yoğurt yemiyor, gerçek ekmek yemiyorsanız, gerçek bir insan değilsiniz. Gerçek bir insan gibi de ölemezsiniz.”

TEVİTÖL öğrencilerinden A capella dinletisi ile biten ikinci bölümün ardından verilen yemek arasında konuşmaların etkisini görmek mümkündü. Birçok dinleyici yemekleri tabaklarına koyarken Defne’nin gözünden bakıyordu sanki.

Cem Mumcu konferansın yarat bölümünün ilk konuşmacısıydı. Esprili üslubu ile olaylara başka açılardan bakmamızı sağladı. “Her zaman yediğimiz resetleri fark etmiyor olabiliriz” diyen Mumcu’ya katılmamak mümkün değil. Farkındalık birçok şeyi değiştirmiyor mu hayatımızda? Davranışlarımızın farkında olmak, söylediklerimizin farkında olmak, yediklerimizin farkında olmak, farkında olmak…

Cem Mumcu’nun Konuşması

Ünlü modacılarla çalışmaya başlayıp sonra kendi markasını yaratan Lakis Gavalas‘tı bir sonraki konuk. Muhtemelen halkla ilişkiler müdürünün kaleme aldığı bir metin üzerinden hayatını anlattı Lakis. Artık meşhur olmanın verdiği sınırlar içinde konuştu bizimle. Aralarda kaçamaklarla gerçek Lakis’i çekinerek gösterdi bize. Sonra hemen toparlanıp, gösterilmek istenilen, markalaşan Lakis oldu.

Lakis Gavalas’ın Konuşması

İstanbul bardaklarının tasarımcısı Faruk Malhan’ın oğlu Koray Malhan‘ın reklam kokan konuşmasından aklımda sadece Louis Althusser’in “Hayatı belirleyen bilinç değildir. Bilinci belirleyen hayattır.” sözü kaldı. Bir de Astor Piazzolla‘yı sevdiği.

Koray Malhan’ın Konuşması

DesignBoom sitesinin baş editörü Birgit Lohmann konuşmasında inovatif tasarım örneklerinden alıntılar yaptı. Önümüzdeki yıllarda sıklıkla göreceğimiz güneş enerjisi ile telefon şarj eden cihazlar, suyu kanallarda toplayan dış yüzeyler gibi tasarımları bizlerle paylaştı.

Birgit Lohmann’ın Konuşması

Son bölüm olan yap – harekete geç hepimizin hayatında yer eden binaların mimarı ile başladı. Büyükdere Caddesi’nin yeni yüzünü belirleyen Melkan Tabanlıoğlu bugüne kadar tasarımını yaptığı Kanyon, Loft I – II gibi yapılardan bahsetti ve hala devam etmekte olan Zorlu ofis binalarını anlattı. Tasarlarken nelere dikkat ettiğini izah etti.

Melkan Gürsel Tabanlıoğlu’nun Konuşması

Şimdi yeni bir şeyler söylemek lazım…

Zeki Gündüz, bazılarına katıldığım bazılarına katılmadığım birçok görüşünü paylaştı. “Yanlış bir iş yaptığınızı düşünüyorsanız, çalışmayın! Yanlış bir yerde çalıştığınızı düşünüyorsanız, çalışmayın! Mutlu olmadığınızı düşünüyorsanız, o işi yapmayın!” dediği konuşmasını web sitemin de sloganı olan Mevlana’nın sözüyle bitirdi: Şimdi yeni bir şeyler söylemek lazım…

Zeki Gündüz’ün Konuşması“Önümüze çıkan engeller, sınırlar geleceğimizin garantisidir.” Gerçekten de bütün çabalarımız sınırları aşmak üzerine değil midir? Daha iyisini, daha güzelini, daha kullanışlısını, daha lezzetlisini yapmak değil midir?

Jan Nahum’un Konuşması

Tunç‘un konuşacağını duyduğumda açıkçası bu kadar duygusal dakikaların bizi bekleyeceğini düşünmüyordum. Bütün toplantıyı tepe taklak ettiğimizde anlam kazanacağını söylediğinde gülüşmeler birden düşüncelere yerini bıraktı. Evet… Tunç bizlere önce harekete geç dedi. Sonra yaptığın şeylerin yaratacağı sonuçlar çıkacak. İşte al onları önüne ve düşün… Sonra da unutun gitsin.

Tunç Kılınç’ın Konuşması

Ardından hayatını önüne koyup oluşturduğu tablo üzerinde konuştu. Adeta nereden geldim nereye gidiyorum diyordu bizlere. O kendisini sahnede sorgularken bizler de kendimizi tahta koltuklarımızda sorguladık.

Günün toparlamasını yapmak için Fatoş Karahasan sahne aldı.

Fatoş Karahasan’ın Konuşması

Fatoş abla sıralar arasında dolaşırken bize “TED’in on Emri”ni anlattı. Ama bunu sıradan yollarla yapmadı. Bütün bir gün TEDxReset‘te konuşanların bu kurallara nasıl uyduğunu fotoğraflarla gösterdi.

Biz salonu terk ederken toplantı sırasında da dinlediğimiz ve konuyla bence çok örtüşen Şebnem Ferah’ın Sil Baştan şarkısı çalıyordu. Sanki Şebnem Ferah bütün günü müziğiyle özetliyordu…

Toplantıya katılamayanlar için yukarıda eşimin kamerasından bazı görüntüleri koydum. Aşağıda da tüm toplantının ses kaydını dinleyebilirsiniz. Etkinlikte çektiğimiz tüm fotoğraf ve videolar için de buraya bakabilirsiniz.

Kalıcı bağlantı

Related Posts

15 Responses to TEDx Reset
  • sezai

    çok güzel bir paylaşım olmuş, elinize emeğinize sağlık…
    canlı olarak yaşadığım o an’ları buradan da görmek çok güzel oldu…
    teşekkürler..

  • Aysel Hatipoğlu

    Teşekkür ederim paylaşım ve bilgilendirmeniz için, bu deneyim çok güzel

  • banu

    paylaştığın için çoook teşekkürler…

  • Süleyman Sönmez

    Çok kaliteli bir blog yazısı olmuş. Ne zamandır aradığım özen ve detayda. Bu toplantıda bulunamadığım için çok üzülmüştüm. Emeğin sayesinde dinleyip inceleyebileceğim. (Elbette Barış’ı unutmamalı)

    Teşekkür ederim.

  • Muge Cerman

    Devletlüm;
    Çok teşekkürler, ara ara tekrar bakıp o gün “evet işte bu” dediklerimi tekrar hatırlamak için harika bir yazı ve kaynak.
    Ellerin dert görmesin.

  • ayşem

    Merakım giderildi. Hem de hallice… Teşekkür ederim.

  • nesrin

    Sevgili Devletsah,
    Tanik olduklarini bizimle paylastigin icin cok tesekkürler.Bir an icin insan nereden geldim nereye gidiyorum diye soruveriyor kendine.

  • sema

    Devletsah, paylasimin icin cok tesekkürler, oldukca yararli bir konferans olmus.

  • gunesligunler

    Devletşah çok teşekkür ederim paylaşımın için. Emek vermişsin, çok güzel notlar çıkartmışsın bizim için de. Eline sağlık senin ve eşinin….

  • ümran çimen

    paylaşımlarınız için teşekkürler.

  • Müge HÜNER

    Gitmiş kadar oldum.
    Emeğine sağlık nefis bir özet harika bir dosya olmuş.

  • sahintoprak

    Cok tesekkürler Devletsah Hanim.

  • Teşekkürler Sayın Devletşah.
    Son derece yararlı bilgiler içeren bir yazı.Daha doğrusu
    bendeniz bu yazıyı,bilimsel platformlarda tartşılacak konularda kullanılmak üzere, yararlanılabilecek ” Güvenilir Kaynak” kategorisinde mülahaza(görüşte)etmekteyim.Ve öyle de dosyaladım.
    Emeğiniz için tekrar teşekkürlerimi sunarım.
    Saygılarımla…

  • Taci Yalçın

    Çok faydalı olmuş gerçekten. Teşekkürler.

  • karadenizsofrasi

    “Yediklerimizle var oluyorsak. Onların nerede, nasıl üretildiği çok önemli.” “Yediğimiz hiçbir şeyi artık köylü üretmiyor.”evet bu gerçeği çok önceden anlamış olsakta ne yapmak gerektiği konuşunda bilinçsizlik almış başını yürümüş,bu yazıyı okumadan önce pazardan aldığımız patatesleri soyarken dışının düzgün fakat içinin kocaman karalardan oluştuğunu görüp biz neler yiyoyuz diye düşünüp duruyoruz,bu soyulan ve farkedilen sebze ya farketmediklerimiz,
    diğer konuşmacıların konuşmalarda sayende bilgi dağarcığımızı renklendirdi,teşekkürler ençok ta “önce harekete geç dedi. Sonra yaptığın şeylerin yaratacağı sonuçlar çıkacak. İşte al onları önüne ve düşün… Sonra da unutun gitsin.”böyle mi yapmalı diye takılıp kaldım.

Leave a comment to ayşem

YORUMU GÖNDER