Bozcaada'da İlk Gece

Bozcaada'da İlk Gece

Ağustos ayının son haftası 1,5 gün izin alıp, son bir kaçmak yaptık. Tatil süresi 3,5 gün olunca yapılacaklar sınırlı oluyor. Yol bu vakitten çalsın istenmiyor. Biraz düşününce, eşimin de benim de görmediğimiz, Bozcaada’ya gitmeye karar verdik.

İşyerindeki arkadaşlarımla bu fikrimi paylaşıp tavsiyelerini almak istediğimde zannettiğimden daha çok bilgiye ulaştım. Hatta konuşmamız sırasında kalacağımız yeri ayarlamıştık bile. İnternetteki kısa bir araştırmanın ardından , yoldaki radar bilgilerine kadar herşeye ulaştık. Ben bu araştırmaların peşindeyken, sevgili İpek sitesine Bozcaada fotoğraflarını yükledi. En güvenilir kaynağıma telefon edip, heyecanla tatil programımı paylaştım. Hemen ayak üstü ilk aklına gelenleri sıraladıktan sonra, yapmamız gerekenlerin listesini e-posta ile yolladı. Artık yola çıkmak için herşeyimiz hazırdı.

Perşembe günü, saat 13:00 sularında Maslak’taki işyerimden ayrılıp, yola koyulduk. Yaklaşık 2 saat sonra Tekirdağ’da benzin aldığımız yerdeki köftecide mola vermiştik. Tekirdağ’a yolumuz düştüğünde genellikle Özcanlar’da yemeyi tercih ederiz. Ancak, bu defa arabalı vapura yetişme telaşında olduğumuz için benzincinin de tavsiyesiyle yanlarındaki restoranda yedik yemeğimizi. Oldukça da memnun kaldığımızı söylemeliyim.

Yirmi dakika kadar kısa süren aradan sonra tekrar yola koyulduk. Yolun çift şeritli devam ettiği kısımda kanunların izin verdiği kadar hızla gidip, internette yaptığımız araştırma sonucunda saat başı olduğunu öğrendiğimiz feribota yetişmeye çalıştık. Yoksa yolculuklardan keyif almayı severiz. Çam ormanlarında 2 dakika durup, yürüyüp, temiz havayı içimize çekmeyi, kır kahvelerinde dinlenmeyi ihmal etmeyiz.

17:15’te yetişemedik üzüntüsüyle Eceabat’a vardığımızda, aklımızda Kilitbahir’den sefer yapmaya başlayan özel sektör feribotuna gitmek vardı. Aslında kaçırmamaya çalıştığımız sonuncusunun 19:00’da olduğunu öğrendiğimiz Geyikli – Bozcaada vapuruydu. Eceabat’ta feribotun saat başı olmadığını, doldukça yani yaklaşık 10 dakikada bir kalktığını öğrenip, neredeyse hiç beklemeden vapura bindik.

Bozcaada 1

Eşim bilet işlemlerini hallederken ben iskelenin yanında kurulmuş olan ‘tarihe saygı parkı’nı şöyle bir gezdim. Bu kısa gezide, Çanakkale savaşının balmumundan heykellerle canlandırmasını, boğazın, içinde yürünebilir boydaki temsilinde, cephelerin yerlerini görüp, Rutkay Aziz’in sesinden Çanakkale Savaşını birazcık dinleyebildim.

Yarım saatlik rüzgarlı deniz yolculuğunu, geçtiğimiz ay yanan çam ormanları içindeki hüzünlü yolculuk takip etti. Kararmış gövdeleri, sararmış yaprakları ie beni ağlatan manzaraların ardından Ezine yakınlarındaki Geyikli iskelesine tam vaktinde varıp 19:00 gemisine bindik. Adaya giderken vapura para ödenmediğini öğrenmek bizi şaşırttı. Sadece 3 YTL’lik iskeleye giriş ücreti ödüyorsunuz.

Bozcaada'ya ilk bakış

İstanbul’un sıcağından bunalmış bizleri adanın serin havası karşıladı. Yaklaşık bir ay önce adada olan annemin verdiği haritaya bakarak, kalacağımız Rengigül Pansiyonu bulduk. Eski Rum mahallesindeki, Rum evlerinden birisiydi pansiyonumuz. Özcan hanım bizi güler yüzle karşılayıp, odamızı gösterdi. Yerleşir yerleşmez hırkalarımızı giyerek dışarıya attık kendimizi.

Sokaklarda dolaşıp, İpek’in listesindeki restoranlara bakındık. Oturacak yer bulmak neredeyse imkansızdı. Meydandaki kalabalık restoranlardan birisinde 2 masanın boş olduğunu gördüğümüzde hemen girip oturduk. Keşke oturmasaydık. Sadece 2 kişiyiz diye neredeyse bir dövmedikleri kaldı. Bu nedenle Hafızın Yeri denilen bu lokantadan yaklaşık 20 dakikalık beklemenin ardından birşey yiyemeden kalkıp, başka yerlere bakınmaya başladık. Tekrar İpek’in listesindeki lokantaların önünden geçip, kediler gibi bakındık, ama nafile.

Bozcaada sokaklarında

En nihayetinde Tarihi Kahve denilen ve bir aileden başka kimsenin olmadığı bir yerde karar kıldık. Hem havanın serinliğini alsın hem de az evvel gerilen sinirlerimizi yumuşatsın diye günün çorbasından sipariş verdik. Biz bol kaşarlı domates çorbasının hayallerini kurarken önümüze konulan sebze çorbası beklediğimizin tam tersi bir etki ile sarmaladı bizi. Ardından çabuk olacağı kanaatiyle verdiğimiz makarnayı beklemeye koyulduk. Neredeyse kalkıp gitmeye karar verdiğimiz anda makarna masaya teşrif etti. Tabi bu arada istediğimiz zeytinyağlı, karidesli enginardan da bahsetmeliyim. Neredeyse bir baş sarımsakla 1 yemek kaşığı süzme yoğurdun karışımıyla elde edilmiş sos enginar ve karidesleri gayet şık şekilde kaplamıştı. Keşke daha az sarımsak koysalarmış da o güzelim görüntü yenilebilir olsaymış. Yemeğimiz biter bitmez kaçarak uzaklaştık.

*Fotoğraf mı? En önce Beypazarı, ardından Anadolu Feneri, sonra Avrupa turu ve en son Edirne fotoğraflarını bir yayına alayım. Bozcaada fotoğrafları da gelir inşallah

Kalıcı bağlantı

Related Posts

14 Responses to Bozcaada'da İlk Gece
  • Yıldız Özer

    Bozcaada’yı, ilk kez “Güle Güle” isimli Zeki Alasya, Metin Akpınar, Yıldız Kenter, Şükran Güngör ve Eşref Kolçak gibi ustaların oynadığı filmde görmüştüm. Çocuklukları aynı adada geçmiş ve bugün doğdukları adada yeniden bir araya gelmiş dört erkek ve bir kadından oluşan çok sıkı dostların hikayesini anlatan bu filmde Bozcaada beni çok etkilemişti. Bu arada, filmi hala izlemediyseniz mutlaka izlemenizi tavsiye ederim.

    Yıl 1999, Emre ile ilk defa bir tatil yerini birlikte keşfedecektik, çok heyecanlıydık… Adaya ilk adımımızı attığımız andan itibaren buranın mucizevi bir yer olduğunu hissetmiştik. Özcan abla’nın yeri (Rengigül Konukevi – 1876 yılında inşa edilmiş bir Rum evi) ve binbir çeşit reçelli, zeytin dallarıyla süslenmiş kahvaltıları, Ada Kahve’nin sıcacık yumuşacık brownie’si, Polente cafe’nin kahvesi, Koreli’nin balığı, kalamarı, Salkım Restaurant’ın girit usulü ızgara kalamarı ve tabi ki Ataol ailesinin ürettiği kırmızı şarabı unutmam mümkün değil. Bu adada birbirimize yeniden aşık olmuştuk. Dostluğun, sevginin ve aşkın tekrar tekrar hatırlatıldığı bu mucizevi adanın turistik bir yere dönüşmemesini temenni eden kişilerden biri de olsam herkesin bu deneyimi en az bir kere de olsa yaşamasını dilerim.
    Sevgiler…

  • Yasemin Aslıhan Babalık

    Devletşahcım haziran başında biz de eşim ve oğlumla 4 günlüğüne gittik bozcaadaya.aşık olup döndük,senin bahsettiğin gibi hazfızın yerinde yedik daha çok akşam yemeklerimizi.ama biz sezon başında gittiğimizden inanılmaz sakin ve keyifliydi.sezonda biraz karmaşa olduğunu söylüyor herkes.biz de aral tatil çiftliğinde kalmıştık,çok hoş bir yerdi çiftlik.tavsiye ederim bir dahaki sefere.sevgiler

  • zerrin kubas

    Eşim ve ben tam bir Bozcaada aşığıyız adaya ait bir söz vardır bu ada ya çeker ya iter yani ortası yok ne yazık ki yemek konusunda talihsizlik yaşamışsınız. Hafızın Yeri gerçekten önceki senelere göre kaliteyi düşürdü (kullandıkları yağdan dolayı tatilimin 3 günü heba oldu)bu konu hakkında Tijen Abla da çok dertliydi ve eleman yetersizliğinden ilgilenilmiyor bu doğru ayrıca taş kahve yeni ve çok boş bir işletme biz Ada da lokanta için hep meydanda çınar altı kahvenin çaprazındaki lokantayı tercih ediyorduk fakat adını anımsayamadım ayrıca çınaraltı kahveyi sakın es geçmeyin patlıcanlı börek ve çay kahvenin yanına likör, çikolata ve sigarillo akşam yemeği için Martı kalacak yer ise kesinlikle Ege Hotel ve Kaikias. Ada bizi çekiyor hatta o kadar çok ki ileride orada yaşamak istiyorum.

  • Yasemin Aslıhan Babalık

    orada yaşamayı biz de o kadar çok düşündük ki anlatamam.hatta akşamları çiftlikte ufaklık uyuduktan sonra şarabımızı yudumlarken bununla ilgili hayaller kurduk adanın eşsiz serinliğinde.blogumda da bozcaada ile ilgili bir yazım var hatta ayy çok özledim

  • ipek

    Demiştim ya sana; adada en zor şey iyi yemek bulabilmek! Genelde İstanbul’dan adaya yerleşenler, hemen bir yer açıp, yerel ada mutfağı-ya da Ege mutfağı adı altında bir şeyler yapmaya çalışıp, (böyle bir geçmişleri olmadığından sanırım)bir de beceremeyerek fahiş fiyatlarla bu yemekleri sunuyorlar.
    Eskiden, Koreli henüz limandaki yerindeyken, en iyi yer oraydı.Artık, ayazmadaki yeni yerine sadece rezeneli gözleme yenmeye gidilebilir.
    Bu yaz Ege mutfağı olmasa da, en lezzetli ve makul fiyatlı yemekleri Şükrü Usta’nın meydandaki esnaf lokantasında yedim. (Çınaraltı kafenin çaprazında hani)
    Hafızın yerinden bu yıl biz de hiç memnun kalmadık. Ama iyi yemek yapan yerlerin de hakkını yememek lazım şimdi; Karadut Restoran, Sandal, Çınaraltı (umarım sakızlı kahveyi denemişsindir)
    sevgiler

  • fatma coşar

    Güzel bir gezi, mükemmel seçim. Böyle birşeye benim de öyle ihtiyacım var ki.. Yazınızı okurken çok heveslendim. Bazı aksilikler olmuş tabi ama her gezide olur normaldir. Gidersem tavsiyelerinizi dikkate alacağım.

  • zerrin kubas

    kesinlikle sandal evet

  • bora

    Biz Bozcaada’da evlendik, yıllar boyu da zevkle gidip geldik.
    Ne zaman İstanbul’lular(sözüm meclisten dışarı)adayı keşfettiler, ada bizim için bitti.
    7 yıldır gitmedim, bu yazıdan sonra da gideceğimi sanmam.

  • Margot

    Ne zaman Bozcaada’nın lafı açılsa ‘mutlaka git, siz kesin çok seversiniz, muhteşem, ben senelerdir gidiyorum’diyen birileri oluyor etrafımda. Bir coşku, bir kıyamet! Ve evet, eminim güzel bir yerdir. Ama bu kadar konuşulması, sevilmesi ve dile düşmesi beni hep içten içe korkutuyordu. Bu çekinceden işte daha adayı hiç görmedim. Sanırım çekincemde de haklıymışım Devletşah’ım, okuyunca bana öyle geldi de… Belki de sezon sonunda, sezon dışında, belki de başka bir yer çok daha moda (!) olunca gitmek lazımdır adaya.

  • cigdem

    bozcaada domates reçeli (meşhur olan markası) bozcaada da 7.5 ytl. aynı marka aynı reçel yalovada 5 ytl satılıyor. meraklılarına duyrulur. 🙂

  • yasemin seymenoğlu

    Öyle korkulacak bi yanı yok yani, gidin görün bence.
    Kafeleri, restoranları bir yana bırakın o evler, o sokakalar, o güzgar gülleri, arnavut kaldırımı yollar ve kediler bir harika…fotoğrafı çekilecek o kadar çok şey var ki. Tabii Bozcaada Kalesini de unutmamak gerekir. Oranın da manzarası çok güzel.
    Devlatşah Hanımın yazısında da sadece lokantadan şikayetçi olmuş, onun dışında bir aksilik belirtmemiş.
    İskele yakınlarında, deniz kenarında sıra sıra balık lokantaları var biraz pahalı olmalarına rağmen gayet güzel yerler. Biz Kalabalık diye bir restoranı seçtik ve çok da memnun kaldık. Deniz çuprası çok pahalı olmasına rağmen lezzeti harikaydı. Ayrıca sakızlı türk kahvesi ve acı badem likörü ikramları da şahaneydi.
    ayrıca Kasaba diye bi yer var. Kafe var ortasında, içinde çok orjinal, genellikle el yapımı hediyelikler satılıyor. Oranın da kahve yanında verilen çok lezzetli tarçınlı kurabiyeleri var. Gerçi bu kurabiyelerin sakızlı kurabiye olduğu rivayet ediliyor ama biz öyle bir tat alamadık 🙂 Meydanın yakınlarında (adını yanlış hatırlamıyorsam)Umudum Unlu Mamülleri var. oranın da tarçınlı ve fıstıklı küçük un kurabiyeleri var, tavsiye ederim.
    son olarak da giderseniz mutlaka, pek kimsenin yolunun düşmediğini tahmin etiğim Müzeye bir uğrayın. Adanın tarihiyle ilgili 1. Dünya savaşından kalan pek çok belge, silah, ve eşya olduğu gibi, adanın tanınmış ailelerine ait pek çok kişisel eşya da bulunuyor.
    Kısacası bozulmadan kalmış pek çok şey var o adada…

  • Fikri ÖZDEMİR

    Arkadaşlar Merhaba,

    Bozcaada ya gitmek isteyipte kısıtlı zamanı olanlar. Araç kullanıp yorulmak istemeyen, yada kendi aracı olmayanlar için Her haftasonu Cuma Gecesi hareketli 2 Gün 1 Gecelik Bozcaada Turu yapıyoruz. İlgilenenler olursa detaylar: http://www.folklorik.com sitemizden ulaşabilirler. 0212.249.40.70 nolu telefonumuzdan da bilgi edinebilirler. Her kese keyifli geziler diler. Bu arada lütfen Gökçeada mızıda ihmal etmeyelim.

  • Bozcaadalı

    Belli bir yaştan sonra gidip yaşanacak yer. Emekliler için ve evden çalışan insanlar için mükemmel bir yer.Ynılmıyorsan Çanakkale civarında arsa fiyatlarıda çok ucuz.

  • Bozcaada

    Gezmek için harika bir tercih yapmışsınız. Ülkenin dört bir yanı çok güzel. Bozcaada da bunların en önemlilerinden. Özellikle rüzgar tiribünleri görülmeye değer. Zamanına Cenevizliler ve Venediklilerin uğrak noktası olmuşken bizim gitmememiz ayıp olur artık.

Leave a comment to bora

YORUMU GÖNDER