İbrahim Efendi Konağı'nda Ramazan

İbrahim Efendi Konağı'nda Ramazan

Yazan:
İbrahim Efendi Konağı

İstanbul şehrinde ramazan, toplar, davullar ve manilerle karşılanmadan çok evvel hazırlığı başlardı.Çamaşır yıkanır, ütü yapılır, tahtalar fırçalanır, evler temizlenir, kilerler elden geçer, iftarlıklar sahurluklar raflara dizilir; çarşı pazar işleri, biçki dikiş meseleleri bir düzene bağlanırdı.

Ä°brahim Efendi’nin konağında da ramazana giriş, şehrin mutad görenek ve geleneğine uygun çizgiler içinde cereyan ederdi. Sıra sıra beş altı leğenin basında güle şakalaşa köpüklü sularda güreşen genç halayıklar, sabahın erken saatlerinde başladıkları çamaşırı akşama doğru bitirip işten çıkınca, çamaşıra girmemiş kapı yoldaşları onları bir tarafa çekerek günlük işlere sokmaz, sıcak su içinde pembeleşip yumuşayan ellerine, mevsimine göre şerbet, limonata vererek ya da önlerine tepsi tepsi kuru yemiş getirerek ikram ederlerdi.

Ertesi gün üç dört masada birden başlayan ütü, geç vakitlere kadar devam eder; bir yanda da önünde dikiş sepetiyle oturan yardımcı bir kalfa, eksik düğmeleri, sökükleri, yırtıkları diker, bu iş de bittikten sonra, sıra çamaşırların aynlıp yerlerine yerleştirilmelerine gelir, böylelikle de çamaşır faslı tamam olmuş olurdu.

Kiler işine gelince, evin temizliği kadar belki daha da teferruatlı ve müşkül iş, zahire deposu kadar zengin olan kilerin temizliğiydi. Zira kiler denen o uçsuz bucaksız taş odalarda neler yoktu? Bir zamanlar Varna’dan Köstence’den çekimlerle gelen yağların, pekmezlerin yerine, şimdi Halep’in, Trabzon’un, Vakfıkebir’in fıçı fıçı yağları. Balkan kaşerleri, kızanlık tulum peynirleri, kazeviler dolusu Mısır pirinçleri, dağlar gibi yığılmış kelle şekerler, çuvallarla sabunlar, hevenk hevenk tavanda asılı kışlık soğanlar, siyah ve yeşil zeytin fıçıları; eskiden Kazan’dan Eflak ve Boğdan’dan gelen zahireler yerine şimdi Suriye’nin Trablusgarp’ın, Bağdat’ın ve Anadolu vilayetlerinin türlü türlü mahsulleri hep bu kilerlerin, sanki ot gibi kendi kendine üreyip tükenmek bilmeyen muhteviyatı arasında idi. Sandık odalarının yonca, çiçek ve sabun kokusuna karşılık, kilere başımızı uzattığımız zaman genzimiz yağ, peynir, pastırma, sucuk, turşu ve salamura karışımı bir kokuyla gıdıklanır, biraz da yanar gibi olurdu.

Daima dolu, daima üst üste istifli olan bu erzak deposu, gerçekten de, kopardıkça süren bir nebat gibi, yenip azaldıkça adeta kendi eksiğini belli etmeden kendi dolduran bir sihirbaz el çabukluğu ile telafi ederdi.

Kim, ne zaman bu kilere girecek olsa daima raflarında Antep’in kuru baklavalarını, bademli, fıstıklı cevizli sucuklarını Å?am’ın Malatya’nın Tokat’ın kayısılarını, Ankara’nın ballarını, Kastamonu’nun uryanîlerini, Bağdat’ın, Hicaz’ın hurmalarını görmesi mümkündü.

Hele Ramazan yaklaşırken hoşaflık kuru yemişlerin çeşitleri daha da artar, Ä°zmir’den gelen kuru incirler, kuru üzümler, kuru vişneler pekmez, bulama, tarhanalar, bulgurlar, kuskuslar, Karadeniz’in fıçı fıçı havyarları; bilhassa kalfaların kendi elleriyle güle söyleye kaynattıkları reçeller, şuruplar; adeta merasimle hazırladıkları biber, salatalık, patlıcan turşuları, hardaliyeli tükenmezler, üzüm turşuları bu geniş ve loş kilerin kalabalığı içinde adeta kendilerine zorla yer bulmuş kimseler gibi üst üste tıklım tıklım yerleşmiş bulunurdu.

Kalıcı bağlantı

Related Posts

17 Responses to İbrahim Efendi Konağı'nda Ramazan
  • Cemal Çağan

    Çok mükemmel.Başka ne denilebilirki.

  • ahsen türkeli

    tebrikler canım takı tasarım diye girdim ama bambaşka, bana yakın bir samiha ayverdi kitabını buldum. acaba kubbealtıyla bir bağınız var mı. ankaradan sevgiler….

  • zealla fatma

    edebiyat

  • mehmet kaya

    bu eser osmanlı’nın ne mükemmel bir medeniyete sahip olduğunun ve yanlış yorumlanan batılılaşmanın bizi ne hale getirdiğinin apaçık bir göstergesidir

  • ayşe konakcı

    Benim gibi kitap kurdunun nasıl Samiha Ayverdi ve Münevver Ayaşlıyı kırkından sonra keşfeder?Zaman zaman isimlerini duyar ama kitaplarını merak etmezdim.Taki sizin , küçücük kara kalemlerini atmayıp saklayan bir İstanbul hanımefendisinden bahseden yazınızı okuyana kadar.

    Ä°BRAHÄ°M EFENDÄ° KONAÄ?I
    KÜPLÜCEDEKÄ° KÖÅ?K
    YOLCU NEREYE GÄ°DÄ°YORSUN
    PERTEV BEY ÜÇ KIZI, İKİ KIZI TORUNLARI
    DARSAADET

    Yarabbi ne çok şeyi kaybetmişiz .Keşke bu kitapları seksenli yıllarda İstanbulda öğrenci iken okuyabilseydim. O zamanlar hayatta olan bu iki muhterem hanımefendiye mutlaka ulaşır ellerini öperdim.Ne çok şey kaybetmişim.

  • Özge Arslan

    tam anlamıyla iğrenç bir kitap..ne yalan söyliyim hiç bişey anlamadım..yabancı sözcüklere gereğinden fazla yer verilmş..aslında kitap okumayı çok seven bir insanım ama böyle kitaplar olduğu sürece kitaplardan uzaklaşıyorum diyebilirim..tabi bunlar benim düşüncelerim..diğerlerine saygı duyarım..şunu da belirteyimm sadece zorunluluktan okuyorum..sağolsun bizim hocamız okutacak başka kitap bulamamış..mecbur okuyacağz artık…:)))

  • Devletşah

    Özge hanım;

    Hocanız çok isabetli bir karar vermiş. Bu kitap Milli Eğitm Bakanlığı’nın 100 temel eserinden bir tanesi. Size okutuması da çok doğal.
    Kitapta çok fazla yabancı sözcük olduğunu söylemişsiniz. Ne kadar yanlış. Kitabın tamamı çok üst seviyede bir Türkçe ile yazılmış. Siz kullanmıyor ya da bilmiyorsunuz diye yüzlerce yıldır kullanılan Türkçe kelimeleri yok sayamazsınız. Kaldı ki yukarıdaki yazı kitap hakkında fikir verecek niteliktedir ve kitabın tamamında olduğu gibi anlaşılmayacak bir tek kelime içermez.
    Eğer ileride çocuklarınızın, torunlarınızın sizi anlamasını istiyorsanız geleceğe dönük olmanız gerektiği gibi, geçmişi de bilmeniz gerekir. Çünkü siz de annenizi, babanızı, dedenizi anlamakla yükümlüsünüz. Siz büyüklerinizi anlamak istemezseniz, çocuklarınızdan da sizi anlamasını isteyemezsiniz.
    Tarihini bilmeyen bir devletin yaşayabilmesi mümkün değildir. O dönemin yazılı tarihi ancak o dönemin kelimelerini bilerek okunur, anlaşılır. Bakınız bu nedenle İngilizler her yaş grubuna Sheakspare okutuyor.
    Umarım kitap okuma sevginiz hiç bitmez.

  • demir

    harika

  • kadir arslan

    Lise öğrencisiyim bu kitabı hocamız tavsiye etti kitabı daha yeni aldım okumaya başlamadım kitaba başlamadan önce biraz kitap hakkında ön bilgi edinim dedim güzel bir kitapmış… özge arslan ın yorumunu begenmedim tamam beğenmemiş olabilir ama kendisine yabancı gelen türçe dilindeki kelimeleri sözlüğe baksa daha iyi olacağını düşünüyorum şahsen ben böyle yapıyorum ve çok yararlıda olduğunu söylüyebilirim insanlarla kurduğum diyaloklar daha düzenli net ve zengin bir şekilde oluyor ve bu benim çok hoşuma gidiyor… Devletşah ağabeyin Özge Hanım için söylediklerini kelimesi kelimesine katılıyorum. taşekkürler 🙂

  • ali osman

    çok süper tebrikler

  • ÖZNUR

    BENCE GÜZEL BİR KİTAP ÖZGE ANLAMLARI BİLMİYORSAN ARKADAŞIN DEDİĞİ GİBİ YAP ÇÜNKÜ ANLAMINI BİLDİKTEN SONRA DAHA KOLAY GELİCEKTİR KAVRAMAK HERŞEYİ BİR ZORLUKLA ÖĞRENİRSİN CANIM BU KİTAP ÇOK GÜZEL BENCE ÇNKÜ BENDE OKUYORUM

  • gülnar

    kesinlikle iğrenç ötesi bir kitap. resmen zor okudum o kitabi ama mecburen okuyorum.arkadaşın dediği gibi yabancı kelimelre çok fazla yer verlmiş ve bir konu çok değiştirilerek anlatılmış.tek kelieyle çok kötü bir..!

  • özge bağdeş

    kitaba yeni basladim benim secimimdi kimse beni zorlamadi devletsah a kesinlikle katiliyorum yorumlariniz beni kitaba yaklastirdı bunun icin size minnattarim

  • taner yurdaer

    kitaba yeni başladım fakat çok hoşuma gitti , zaten tarihe karşı bi ilgim var ve eserde tarihi bilgiler , dönemin devlet durumları da yer alıyor.Hikayesi de çok kaliteli .Özge arslan , kitap okumayı sevdiğini söylemiş ama o bence CİN ALİ serisini okumayı seviyor.

  • yeşim

    bu kitabı bana hocamız tavsiye etti. başta kitabı okurken sıkılıyodm ama gerçktem güzl kitapmış .

  • ecem

    kesinlikle ck sıkıcı bi kitap bir konudan baska bir knuya gecio knulr arasnda kopma vr .. ybncı klime ck fazla. zrnlu olmasam okumam.tbi bu tip romanları sevenlerde oluor ama nplm onlarada saygı dyucazz..

  • nur

    bende bu kitabı yeni okumaya başladım ve öğretmenim ödev verdiği için okuyorum bencede dili çok ağır ama bu bana kitabın kötü olduğunu söyleme hakkını vermez yazar istemiş ve böyle yazmış bizim karışma veya onu eleştirme gibi bir hakkımızın olduğunu düşünmüyorum
    o saçma vampir serilerinden de bin kat daha iyi bir kitap olduğunu söyleyebilirim en azından bşr gerçekliliği var ve hayattan birşeyler öğretiyor 🙂

Leave a comment to Cemal Çağan

YORUMU GÖNDER