Ankara'dan İftara Çağırdılar!

Ankara'dan İftara Çağırdılar!

Herşey hasta yatağımda yatarken okuduğum bir yorumla başladı. Bir yılın nasıl geçtiğini düşündüm. Daha çok da geçen yıl çocuk iftarı için yaptığımız hazırlıkları ve ne kadar eğlendiğimizi. Sonra da laf olsun diye eşime “çocuk iftarına Ankara’ya çağırıyorlar gideyim mi?” dedim. “Ä°yi hissediyorsan git tabi hatta bir gece daha kal, ertesi gün blogcu arkadaşlarınla da bir iftar yaparsın” cevabı nedense birdenbire iyi hissettirmenin yanında heyecanlandırdı da.

Hemen Melike‘yi arayıp evinde iki gecelik rezervasyon yaptırdım. Ä°ftara gideceğimi diğerlerinden saklayıp onlara sürpriz yapma isteğimi de kırmayarak kabul etti. Ardından da kızlara e-posta gönderip “ben geliyorum” dedim…

Ertesi gün öğle saatlerinde Ankara’da akşam gelecek çocuklar için salon süslüyordum. Ä°ftar saati yaklaşıp misafirler geldikçe ben üç aydır göremediğim arkadaşlarımla buluşup konuştukça heyecanım ve mutluluğum arttı. Her yere astığımız balonları, bayrakları gördüklerinde çocukların mutluluğu bütün yol ve hastalık yorgunluğumu aldı. Zaten geveze olan ben o hasta halimle bütün gece susmadan konuşabilmemi buna bağlıyorum.

Karagöz ve Hacivat

Karagöz ve Hacivat’ın beni çok güldüren oyunundan sonra çocukların kahkahaları davulcunun manileri ile doruk noktasına ulaştı. Hep bir ağızdan söylenen marşlar, şarkılar diş kiralarının dağıtılmasıyla son buldu. Kulaklarımda 50 kadar çocuğun neşe içinde “bir daha” diye tempo tuttuğu an kalmış.

Melike ile eve döndüğümüzde üzerimizdeki neşeli yorgunluk uyumamıza engeldi. Uzun uzun sohbet ettik. Sanmayın ki o Ankara’da ben Ä°stanbul’dayım diye görüşemiyoruz, konuşacak çok konumuz birikti. Kendisi sağolsun sık sık ziyaretime geliyor da görüşüyoruz. Çok şükür konuşacak konumuz bitmiyor.

2-3 saatlik uykunun ardından sahurla başlayan sohbet günün ilk ışıklarıyla yerini uykuya bıraktı. Perdeler arasından sızan sonbahar güneşi öğle olmadan bizi önce yataktan sonra evden dışarıya çıkartmaya yetti. Önce Hacı Bayram Veli’ye gittik. Hacı Bayram Veli türbesine ilk defa geçen sene Ramazan’da yine Melike ile gitmiştim. Bunu hatırladığımızda hemen o gün yaptıklarımızın üstünden geçmeye karar verdik ve yönümüzü kaleye çevirdik. Sokaklarda turist gibi gezip çocuklarla sohbet ettik.

Eh Ankara’ya gidip de Müjgan teyzeyi ziyaret etmezsek olmaz. Her zamanki gibi neşe içinde karşıladı bizi. Uzun uzun sohbet ettik. Görüşemediğimiz zamanlarda neler yaptığımızdan bahsetik. Melike ile beraber zor da olsa Müjgan teyzeden ayrılıp söz verdiğimiz başka bir yere yollandık.

Oyuncak Müzesini ziyaretim sırasında tanıştığım Neslihan’ın çeyiz serme merasimiydi yeni durağımız. Böyle merasim diyorum diye aldanmayın. Yeni nesil bu işi nasıl yaparsa öyle. Asıl maksat beraber olmak. Yeni evlerini ziyaret edip şen kahkahalarla evin ilk misafirleri olduk. Bir ömür evlerinden kahkaha eksik olmasın diyerek heyecanla beklediğim ikinci iftara doğru yola koyulduk.

Cafe Des Cafes’e gittiğimizde bizi iki minik sürpriz bekliyordu. Mimi ve Bilge de bize katılmıştı. Mimi bütün ısrarlarımıza rağmen erken aramızdan ayrılsa da Bilge ile epey sohbet ettik. Keşke daha önceki toplantılarımıza da gelseymişsin Bilgeciğim.

Eh biraraya geldiğimiz her toplantıda olduğu gibi kahkahanın sınırı yoktu. Hep bir ağızdan konuşup gülüştük. Hasret giderdik. Gelemeyenlerin kulaklarını çınlattık.

Biz gelemeyenlerin kulaklarını çınlatırken “Devletşahsız çocuk iftarı nasıl oldu ki” diye merak edip kulaklarımızı çınlatan Engin ve Burcu‘nun Melike’yi önce araması sonra davetimizi kabul edip gelmeleriyle iftar soframızın yaş tabanı 6 aya kadar düşmüş oldu. Cafe Des Cafes kapanana kadar yaptığımız sohbet ile Ankara’nın benim için daima gerçekten özlenen bir yer olarak kalacağını fark ettim.

Ä°stanbul’a dönmek için otobüse bindiğimde aklıma Ümit Yaşar Oğuzcan’ın şu mısraları geldi:

Bu kadar yürekten çağırma beni
Bir gece ansızın gelebilirim
Beni bekliyorsan, uyumamışsan
Sevinçten kapında ölebilirim

Bu güzel hafta sonu için bana “gel” deyip kanıma giren herkese teşekkür ederim.

Kalıcı bağlantı

Related Posts

13 Responses to Ankara'dan İftara Çağırdılar!
  • cocuklacocuk

    sevgili devletsah yazını okurken adeta ankaraya gittim geldim, tunalı geldi gözümün önüne, cafe des cafes, ankaranın o akşam saatleri telaşı,..iyi ki gitmişsin :))))

  • ipek

    Yine gel, yineeeeee….

  • KIYMET

    SENINLE OLMAK FARKINI YASATTIN YINE BIZE..SAG OLASIN VAR OLASIN.. HERZAMAN KI INCELIKLERINLE YUZUMUZE YAYILAN BIR TEBESSUMLE AYRILMAK GUZELDI SENDEN.. TEKRARI DILEGIYLE..COKCA VEDE BOLCA SEVGILER SANA ANKARA DAN..

  • Müge

    Bende diyorum üstadımın neden sesi çıkmıyor bir iki gündür, dergi hazırlıkları iyice yoğunlaştı diye düşünmüştüm. Meğer o keyif yapıyormuş:) Ne iyi etmişsin Devletşah, seni tanıdıktan sonra oradakilerin seni nasıl özlediğini daha iyi tahmin edebiliyorum.

  • gorki

    DevletimÅ?ahım
    bu iftar tam iftar gibi olmadı, bunu saymayalım, yine bekleriz!
    sevgiler
    gorki

  • Deniz

    Gelmen ve seni görmüş olmak çok çok güzeldi. Birdaha sahurdan başlayan bir etkinlik yapabilirsek, belki o zaman sohbete doyabilirim 🙂 Geniş zamanlarda yeniden görüşebilmek dileği ile en güzel günler seninle olsun :)) Bilge adını orada söyleyebildi ancak, günler geçtikçe “Padişah gibiydi” dedi, unuttu 🙂 Öyle anlatmışsın ki yazında, insanın Ankara’ya gelesi geliyor :))

  • Defne

    Sesini duymak çok güzeldi ama yetmedi canım arkadaşım, şöyle içten kucaklaşmayınca doyamadım. Arayı fazla açma emi:).

  • Melike

    Å?imdi o meşhur yazıya ve yorumlarına geri döndüm ve gördüm ki, ilk “gel” diyen Kıymet’miş. (Sonradan içinde benim de olduğum başkaları, “hadi hadi…” demişler.) O yüzden önce Kıymet’in kıymetini bilmeliyiz herhalde! Çocuk iftarındaki çocuklar da herhalde önce ona teşekkür etmeliller!

    Valla, iyi ki geldin! Gene bekleriz! Sayende tanıştığım blogcu arkadaşlarla yine aynı yerde hep birlikte olmak güzeldi. Deniz’in dediği gibi bir dahaki sefere sahurdan başlayan (ama bence daha iyisi iftarda başlayip sahurda biten) bir etkinlik olabilirse, sohbete doyabiliriz.

  • KIYMET

    DEVLETSAH RESIMDEKI BEY BENIM HERIFIN OKULDAN ARKADASI 2 SINIF ALTAN NIHAT MURSITPINAR (DTCF TIYATRO) AYDA BIRDE TOPLANIP YEMEK YER ICERLER BENDE GIDERIM NEDENSE!!! YAZAYIM DEDIM..TEKRARLAMAYA GEREK VARMI BILMIYORUM BAYRAMADA EL OPMEYE BEKLIYORUZ ANKARA YA.. 😉

    MELIKE SENI TANIMIS OLMAKTAN KENDI ADIMA COK MUTLUYUM..HADILERI COGALTALIM NE DERSIN?…

  • Gül Nur

    Yine gel canım… Tam da geçen haftasonumu yiyen 3,5 günlük nezle ne seninle bizzat tanışmayı ne de çocuk iftarına katılmayı nasip etti bana… Buruğum… Yine gel, olur mu?

  • Bembi

    iyi ki bi katılamadım ya iftara, ağlıycam şimdi! bühühühü :((( Bilge’nin Padişah ablası, sobeledim seni, haberin ola! 😉

  • ASLIHAN

    ben çocuk iftararını çok seviyorum her ramazan benide çağrıyorum gerçekten çok güzel

Yorum yapın

YORUMU GÖNDER