Geçenlerde Sufi’nin yumurtanın sarısı hakkındaki oyununu instagramda paylaştığımda herkes fotoğrafın bütün bulanıklığına rağmen kıvamını nasıl tutturduğumu sorunca bir kaynamış yumurta yazısı yazmaya karar verdim. Yıllarca yumurtayı ağzına sokmamış birisi olarak şimdi her gün bir yumurta yemek, yumurta yemeyince kendini kötü hissetmek çok acayip bir duygu. Aslında yumurta ile ilişkim Sufi’nin ek gıdaya başlaması ile iyice […]DEVAMI

Kış demek narenciye demek. Hemen hemen hergün yenilen bir portakal, iki mandalina demek. Yıllardır her yediğim portakal kabuğunu ince ince doğrar evin çeşitli noktalarına koku yapsın diye koyarım. Bazen kaloriferin üzerine dizerim. En çok da fırında balık pişirirken ızgaranın kenarına dizdiğim portakal, limon kabuklarının balık kokusunu hafifletmesine sevinirim. Yıllar geçtikçe portakal, limon, mandalina kabuklarını çöpe […]DEVAMI

Nasıl başlasam söze bilmiyorum… Bu yazıyı 4 yıldır bekleyenlerden özür dileyerek mi yoksa son zamanlarda tutulduğum temizleme, ayıklama, düzenleme hastalığından bahsederek mi? Sufi’nin doğumuyla birlikte hayatımıza bir sürü eşya girdiği gibi bir o kadarı da hayatımızdan çıktı. Plastik kaplar, kaplamasının ne olduğu belli olmayan tencere, tavalar bunların başında geliyor. Dökme demir tencere ve tavalar onun […]DEVAMI

Bizim çocuklarımız bulaşık makinası olmayan günleri hatırlamayacak ama ben hatırlayacak kadar yaşlıyım. Biz yemekten kalktıktan sonra annemin çaydanlıkta su kaynattığını hatırlıyorum. Evet evet inanması güç ama su ısıtıcılar da yoktu. Önce musluktan akan su ile ılıklaştırdığı bir leğen dolusu sabunlu suyun içine çatal bıçakları boca ederdi. Onlar dipte beklerken, bulaşık suyu, yemek artıkları ile kirlenmeden […]DEVAMI

Mart başından beri evde ekşi maya besliyorum. Bazı günler Sûfî ‘aaa mayayı besledik mi?’ diye soruyor. Bir nevi evcil hayvanımız gibi oldu. İşleri kolaylaştırmak için 3 parça eşya kullanıyorum. İki ölçü kabı, bir de silikon spatula. 1/2 su bardaklık ölçü kabını mayayı ve suyu ölçmekte, 1/4 su bardaklık ölçü kabını ise unu ölçmekte kullanıyorum. Parmak […]DEVAMI

Daha önce de söylemiştim; mutfak tehlikelerle dolu bir yer. Bazıları düdüklü tencereden korkar, bazıları bıçaktan. Ben ise rendeden korkuyorum. Ama nasıl korkmak… Elime almak bile soğuk soğuk terler dökmeme neden oluyor. Bu korku nereden, nasıl çıktı hiç bilmiyorum ki… Bilsem kaynağına ineceğim. Hiç rende kullanmadığım için başıma gelen kötü bir olay da yok. Benimkisi sadece […]DEVAMI

O kadar çok kişinin düdüklü tencereden korktuğunu duyuyorum ki şaşırmadan edemiyorum. Oysaki gün içerisinde kullandığımız aletlerin birçoğu düdüklü tencere ile aynı mekanizmada işliyor. Bilmediğimiz, tanımadığımız şeyden korkarız. Daha önce başka bir yerde ev kazaları ile ilgili istatistik okumuştum. Kalıcı sakatlıkların %40’ı ev kazalarından kaynaklanmaktaymış. Hatırlarsanız bu konuda bir de reklam kampanyası yapılmıştı. Kalıcı sakatlıkların %40’ı […]DEVAMI

Bu tencere tava işi çok karışık. Bir o kadar da önemli. Son zamanlarda kullandığım bir tava yıllardır yaptığım yemeklerin lezzetine lezzet kattı. Kurufasulyeden tutun da zeytinyağlı enginara kadar herşeyi onunla pişirmeye başladım. Hecha demir tavadan bahsediyorum. Bundan dört yıl kadar önce ilk demir tenceremi Ankara’da almıştım. Ancak o kadar ağır ve zor temizleniyordu ki bir […]DEVAMI

Derya beni kullandığım ve memnun kaldığım aletlerden bahsetmeye davet etmişti. Bugüne kadar alıp da memnun olmadığım yalnızaca iki şey oldu. Birisi 4,5 ay uğraştıktan sonra iade ettiğim mutfak robotu, diğeri de gürültü yaparken esas işini yapamayan elektirikli süpürgem. Onun dışında ne aldıysam gerçekten her özelliğini severek kullandığım eşyalar oldu. Malesef bir çok eşyam İstanbul’da benim […]DEVAMI